Elektrikli araç kullanımının hızla arttığı Türkiye’de, şarj altyapısı da bu gelişmeye paralel olarak büyüyor. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) verilerine göre, ülke genelindeki elektrikli araç şarj soket sayısı 31 binin üzerine çıktı. Bu gelişme, sürdürülebilir ulaşım hedeflerine yaklaşmada kritik bir eşik olarak görülüyor.
Elektrikli araç (EA) dönüşümünde önemli adımlar atan Türkiye, şarj altyapısını her geçen gün daha da güçlendiriyor. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından paylaşılan güncel verilere göre, Temmuz 2025 itibarıyla ülke genelinde faaliyette olan şarj soketi sayısı 31 bini aştı. Bu gelişme, Türkiye’nin karbon emisyonlarını azaltma hedefi doğrultusunda atılan en somut adımlardan biri olarak değerlendiriliyor.
Elektrikli Araç Sayısı Arttıkça Şarj İhtiyacı da Yükseliyor
Türkiye’de elektrikli araç sayısı son yıllarda hızla artış gösteriyor. Özellikle Togg’un piyasaya çıkışı, yabancı markaların Türkiye’ye yönelik yatırımları ve çeşitli teşvik politikaları sayesinde elektrikli otomobillere olan ilgi gözle görülür biçimde yükseldi. Bu yükseliş, beraberinde daha güçlü ve yaygın bir şarj altyapısı ihtiyacını da doğurdu.
EPDK tarafından açıklanan verilere göre, Türkiye genelinde kayıtlı elektrikli araç sayısı 150 bini aşarken, aktif durumda olan şarj istasyonu sayısı da 5 binin üzerine çıktı. Bu istasyonlarda toplamda 31 binin üzerinde şarj soketi hizmet veriyor. Böylece her istasyonda ortalama 6 şarj noktası bulunuyor.
Şarj Noktaları Tüm Türkiye’ye Yayılıyor
Şarj altyapısının sadece büyük şehirlerde değil, Anadolu’nun farklı bölgelerinde de yaygınlaşması dikkat çekiyor. İstanbul, Ankara, İzmir gibi metropollerde yoğunlaşan şarj soketleri; son dönemde Konya, Antalya, Gaziantep, Samsun gibi şehirlerde de hızla artıyor. Bu yayılım sayesinde elektrikli araç kullanıcıları sadece şehir içinde değil, şehirler arası yolculuklarda da kesintisiz sürüş deneyimi yaşayabiliyor.
Ayrıca, otoyol dinlenme tesislerine yerleştirilen hızlı şarj üniteleri sayesinde uzun mesafeli yolculuklarda yaşanabilecek “menzil kaygısı” büyük oranda ortadan kalkmış durumda.
Devlet Teşvikleri Altyapı Gelişimini Hızlandırdı
Türkiye’de şarj altyapısının büyümesinde devletin sunduğu teşviklerin payı büyük. EPDK tarafından 2022 yılında yürürlüğe giren “Şarj Hizmeti Yönetmeliği” ile birlikte, özel sektörün şarj ağı kurma konusundaki ilgisi artmış durumda. Bugün Türkiye’de 120’nin üzerinde farklı şirket, şarj ağı işletmecisi olarak faaliyet gösteriyor.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı da bu süreçte çeşitli fon ve desteklerle yerli üreticilerin şarj ünitesi geliştirmesini teşvik etti. Bu da hem maliyetlerin düşmesini sağladı hem de yerli teknoloji kullanımını artırdı.
AC ve DC Şarj Soketlerinin Dağılımı
Türkiye genelindeki şarj altyapısında hem AC (alternatif akım) hem de DC (doğru akım) soketler yer alıyor. AC soketler, genellikle daha uzun sürede şarj imkânı sağlarken; DC soketler hızlı şarj özelliği ile ön plana çıkıyor. Mevcut veriler, toplam 31 bin şarj soketinin yaklaşık %22’sinin hızlı şarj (DC) özelliğine sahip olduğunu gösteriyor.
Bu oran, Avrupa ortalamasına yaklaştığımızı gösterse de sektör temsilcileri, önümüzdeki dönemde hızlı şarj oranının artırılması gerektiğini savunuyor. Özellikle zamanın kritik olduğu iş dünyası ve ticari filolar için DC şarjın yaygınlaşması önem arz ediyor.
Togg ve Yerli Markalar Altyapıya Yön Veriyor
Türkiye’nin yerli elektrikli otomobili Togg’un piyasaya çıkması, sadece otomotiv sektörünü değil, şarj altyapısını da derinden etkiledi. Togg’un iştiraki Trugo, Türkiye genelinde yaygın ve yüksek hızlı bir şarj ağı kurmayı hedefliyor. Şirket, halihazırda 81 ilin tamamında yüksek güçlü şarj istasyonları kurmaya devam ediyor.
Ayrıca Vestel, ZES (Zorlu Enerji), Sharz.net, EnYakıt gibi yerli markalar da sektöre teknoloji ve yatırım açısından önemli katkılar sunuyor. Bu markalar sayesinde Türkiye, şarj cihazı üretiminde de dışa bağımlılığını azaltmayı hedefliyor.
Gelecekte Neler Bekleniyor?
Sektör temsilcileri, 2025 yılı sonuna kadar Türkiye’deki şarj soketi sayısının 50 bine yaklaşabileceğini öngörüyor. Bu hedef, hem yeni elektrikli araç satışlarının desteklenmesi hem de mevcut kullanıcıların memnuniyetinin artırılması için kritik önem taşıyor.
Ayrıca, Avrupa Birliği ile uyumlu olacak şekilde “ev tipi şarj üniteleri” ve “akıllı şarj sistemleri” gibi yenilikçi teknolojilerin de devreye alınması planlanıyor. Bu sistemler sayesinde enerji verimliliği sağlanırken, elektrikli araçların şebekeye entegre edilmesi daha kontrollü şekilde gerçekleşecek.
Türkiye’nin elektrikli araç ekosisteminde geldiği nokta, dünya ile paralel ilerleyen bir dönüşüm sürecini yansıtıyor. Şarj soketi sayısının 31 bini aşması, bu dönüşümde önemli bir dönüm noktası olarak öne çıkıyor. Altyapının gelişmeye devam etmesiyle birlikte elektrikli araçların daha geniş kitlelere ulaşması ve karbon salımının azaltılması konusunda önemli bir adım daha atılmış oldu.