2024’ün son çeyreğiyle birlikte otomobil sektöründe küresel çapta daralma sinyalleri netleşmeye başladı. Artan maliyetler, krediye erişimdeki zorluklar ve tüketici davranışlarındaki değişim, hem üreticileri hem de bayileri zorluyor.
Durgunluk Verileriyle Teyit Edildi
Otomotiv sektörüne ilişkin son yayımlanan küresel raporlar, özellikle Avrupa ve Asya pazarlarında belirgin bir yavaşlama yaşandığını ortaya koydu. Uluslararası Otomotiv Üreticileri Derneği’nin verilerine göre, 2024 yılında toplam üretim ve satış hacmi %6,3 oranında geriledi.
Bu düşüş, pandemiden bu yana toparlanmaya çalışan sektör için yeni bir kırılma olarak değerlendiriliyor. Gelişmekte olan ülkelerde ise düşüş oranı %9’u aştı.
Türkiye Pazarında da Durgunluk Belirgin
Türkiye otomotiv pazarı da küresel trendlerden etkileniyor. Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği (ODMD) tarafından açıklanan verilere göre 2025’in ilk üç ayında satışlar geçen yılın aynı dönemine göre %15 civarında geriledi.
Özellikle B ve C segmenti binek araçlarda satış düşüşü daha belirgin. Ayrıca SUV kategorisindeki ivme kaybı, tüketicinin yüksek fiyatlı modellere yönelmekte zorlandığını gösteriyor.
Düşüşün Başlıca Nedenleri
Otomobil satışlarındaki daralmanın birkaç temel nedeni öne çıkıyor:
- Yüksek faiz oranları: Hem gelişmiş hem gelişmekte olan ülkelerde kredi faizlerinin yükselmesi, araç alımını zorlaştırıyor.
- Kurlardaki dalgalanma: İthalat ağırlıklı pazarlarda dövizdeki artış, araç fiyatlarını daha da erişilmez hâle getiriyor.
- Artan yaşam maliyeti: Tüketiciler, otomobil yerine temel ihtiyaçlara yöneliyor.
- İkinci el pazarının genişlemesi: Sıfır araç fiyatlarındaki yükseliş, kullanıcıları daha uygun maliyetli ikinci el araçlara yönlendiriyor.
Elektrikli Araçlarda da Fren Etkisi
Elektrikli otomobillerin yükselen grafiği de son dönemde yavaşlama gösterdi. Özellikle Çin dışı pazarlarda, batarya maliyetlerinin hâlâ istenilen seviyelere gerilememesi ve şarj altyapısındaki yetersizlikler, tüketicilerin çekimser kalmasına neden oluyor.
Avrupa’da bazı ülkelerin elektrikli araç teşviklerini azaltması, satış rakamlarına olumsuz yansıdı. Örneğin Almanya’da teşvik kesintisinin ardından elektrikli araç satışları %23 oranında düştü.
Üreticiler Alternatif Yollara Yöneliyor
Global üreticiler, pazardaki daralmaya karşı çeşitli stratejiler geliştirmeye çalışıyor. Bunların başında:
- Küçük hacimli, uygun fiyatlı modellerin geliştirilmesi
- Uzun vadeli kampanyalarla ödeme kolaylıkları sunulması
- Sadakat programları ve takas kampanyaları
- Yerli üretimi artırma hamleleri geliyor
Bayilerde Stok Sorunu ve Alım Tereddütü
Daralan pazarda, bayilerin de hareket kabiliyeti azalmış durumda. Yüksek stok maliyetleri ve yavaşlayan satışlar nedeniyle birçok bayi, yeni araç siparişi konusunda temkinli davranıyor. Bu da üretici ile satıcı arasında dengesizliğe neden oluyor.
Ayrıca kullanıcılar, fiyatların daha da artabileceği ya da kampanya çıkabileceği beklentisiyle alım kararlarını erteliyor. Bu “bekle-gör” tavrı, genel pazarı daha da durağanlaştırıyor.
Yatırımlar Gözden Geçiriliyor
Sektörün bu daralma döneminde bazı büyük üreticiler yeni fabrika projelerini erteliyor ya da mevcut yatırımları revize ediyor. Özellikle Uzak Doğu merkezli markalar, Avrupa’daki üretim planlarını daha temkinli bir şekilde ilerletiyor.
Aynı şekilde bazı global otomotiv fuarlarında da üretici katılımlarında azalma gözlemlenmeye başlandı.
İkinci El Pazarında Hareketlilik Sürüyor
Yeni araç satışlarında yaşanan daralma, ikinci el otomobil pazarına olumlu yansıyor. Türkiye’de ikinci el araç satış platformlarında ilan sayısı artarken, pazarlık paylarının genişlediği görülüyor.
Ancak burada da enflasyonist baskı nedeniyle fiyatlar gerilemiyor. Tüketiciler fiyat dursa da ödeme güçlüğü yaşadığı için satış süreci uzuyor.
2025’in Kalan Ayları Belirleyici Olacak
Uzmanlar, küresel otomobil pazarındaki daralmanın yılın ortalarına kadar devam etmesini, son çeyrekte ise toparlanma sinyallerinin ortaya çıkmasını bekliyor.
Merkez bankalarının faiz politikaları, hammadde fiyatlarının seyri ve tüketici güven endeksi, sektörün geleceği açısından belirleyici olacak. Özellikle sürdürülebilir mobiliteye yönelik teşviklerin artması hâlinde, yılın ikinci yarısında yeniden ivmelenme mümkün olabilir.